Ben subay oğlu subayım.

TSK'nın evrimini 69 yılından yani 6 yaşımdan beri bilirim.

Öncesini de tarihten, babamın anlatımlarından bilirim.

Askeri kamplar, lojmanlar yokken, daha her şey gaz ve toz bulutuyken o zamanlardan beri bilirim.


Kuleli girişliyim.

Bunun gurur ve ayrıcalığını her zaman yaşadım, yaşıyorum.

Sonrasında yolum GATA'ya doğru evrildi.

Tıp doktoru oldum.

Biyokimya uzmanı oldum.

Albay olana kadar askeri hastanelerde çalıştım.

Pratisyenliğimde Hakkari’de komando tugayında çalıştım.

İlk göz ağrım, Dağ ve Komando Tugayı.


Askerlik profesyonel bir meslek değildir.

Tıpkı rahiplik gibi ömür boyu yapılan, yapılması gereken bir meslektir.

Emekli bile olsanız her zaman sefer görev emrini beklersiniz.

Emekli bile olsanız askerlikte kıdeminiz bilir, bildirir ve onun gereğini beklersiniz.

Askerlik ruhunuza işlemiştir.

Öldüğünüzde cenaze merasiminiz bile farklıdır.

O his kemiklerinize işlemiştir.


Bir gönül işidir.

Bir inanç işidir.

Devlete, millete, silah arkadaşına güvenmeyi, sevmeyi gerektirir.


İşte bu askerlik ahlakı, ruhu öyle beş dakikada Beşiktaş yöntemlerle elde edilemez.

Uzun soluklu bir çaba gerektirir.

Misal bugünlerde Avrupa ülkeleri ordularını yeniden canlandırmaya çabalıyorlar.

Almanlar o meşhur Prusya disiplinlerini yeniden canlandıracaklar.

Ancak o kültür çoktan kaybolmuş.

O iş öyle kolay değil.


Misal, 26-Ocak-2019 Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne bağlı Şeladizê’de halkın TSK’ye ait bir üssü ele geçirdiği, zırhlı araçları ve çadırları ateşe verdiği bildirildi.

(https://sendika.org/2019/01/ikbyde-tsk-ussune-baskin-527946)

Bu olay 15 Temmuz sonrasının olayı.

Bu ne demek?

Küçük birlik komutanı inisiyatif kullanamamış.

Üzerine doğru gelen silahsız sivillere karşı birliğini, askerlerini, araçlarını korumak üzerine kendiliğinden harekete geçememiş.

Üs komutanlarına sormuş.

Onlar daha üs komutanlarına sormuş.

Sonunda iş Yüce Galaktik Atadığı komuta heyetine ve liderin kendisine gelmiş.

Bütün bu komuta silsilesi paralize olmuş.

Sahadaki küçük birlik komutanına hareket etmeme emri vermiş.

Ve silahsız siviller öylece gelmiş, araçları yakmış, her şeyi tarumar etmiş, güzel bir gövde gösterisi yapmış.

Bu büyük bir moral kırılmadır.

Oysa orada benim yaşıtım bir üsteğmen olsaydı, kimselere sormazdı.

Nefs-i müdafaa için kimseden izin alınmaz.

Çok örnek, belirgin bir olaydır.


Asker ölmeden öldürme, öldürmeden kazanmakla görevlidir.

Yetkileri vardır, olmalıdır.

Üzerine giydiği üniforma sünnet üniforması değildir.

Omuzundaki yıldızlar dekor değildir.

Bunu bilerek yetişmeli, eğitilmelidir.

Kişiliği buna göre şekillendirilmelidir.


Şunu hiç unutmam.

Kuleli’deyken hafta sonu izinlerinde İstanbul’da üzerimde üniformam, siyah deri eldivenim ellerimde dolaşırken kendimi adeta Atatürk’ün küçük bir temsili gibi görürdüm.

TSK'yı onun şanlı tarihini temsil etmenin o ağır yükünü her zaman hissederdim.

Öyle ki, akşam okula döndüğümde omuzlarım, boynum tutulmuş olurdu.

Bu hissiyatı bir sivilin anlaması mümkün değildir.

Saçma salak işler olarak görür ve kabul eder.

Asla küçümsemeyin, büyük hata olur.

Bilmediğiniz işler vardır.


Yine Kuleli’deyken bir üst devrenin bir alt devre üzerindeki kıdemi o derece güçlüydü ki, ben ömrüm boyunca, hatta Albayken dahi o kudreti asla hissetmedim.

Askerlik bir kıdem, bir hiyerarşi mesleğidir.

Kıdem konusu bir askerin ruhunun en derinliklerine dahi işlemelidir.


Mutlak itaat konusu.

İtaat olmadan askerlik olmaz.

Askerlik sorgulama mesleği değildir.

Sürekli olarak sıralı komutanlarını, onların emirlerini şüpheyle sorgulamak olacak şey değildir.

Çatışma bölgesinde, savaşta yasalar, yönetmelikler, talimnameler ayrıntıdır.

Öncelik ölmemek, ölmeden öldürmek, mümkünse ölmeden, öldürmeden amaca ulaşmaktır.

Eve sağ salim dönmek beyni olmayan canlılarda bile temel sorundur.


Askerlik yapmış olanlar bilir.

Acemiyken dönme dolap gibi sürekli olarak uygun adımda yürütme, sağa sola, dönme, yat-kalk eğitimleri verilir.

Bunlara YANAŞIK DÜZEN EĞİTİMİ denir.

Dışarıdan bakana son derece aptalca, insan zekasına hakaret olarak görmek çok kolaydır.

Netekim, bedelli askerlik yapanlar, hatta tam dönem askerlik yapanlar bu dönemi tam bir psikolojik işkence, aptalca yaşanmış bir dönem olarak anlatır.

Hatta meşhur laflar vardır.

Askerliğin başladığı yerde mantık biter”, "Askerlikte akıl ve mantık aranmaz".

İşte YANAŞIK DÜZEN EĞİTİMİ tam olarak bunu sağlamaya çabalar.

Komutanı ve emirleri sorgulamadan itaat etmeyi.

Eğer bir asker sorgulamaya başladıysa, ya da sıra dışına çıkmışsa hemen yeniden YANAŞIK DÜZEN EĞİTİMİNE almak gerekir.


Haa bir de beyhude çukur kazıp, doldurtmalar vardı.

Bunlar enerjisi çok yüksek gençlerin enerjisini tüketmek içindir.

Çatışma bölgelerinde, savaşta bunun yeri yoktur.

Bu yalnızca barışta, eğitim birliklerinde falan olur.

Malum başı boş kafa maraza çalışır.


Sonuç:

Uygun adımda yürüyemeyen bu astsubay ya da uzman erbaş adayları.

Tam olarak rütbelerini göremedim.

TSK'nın artık disiplin, itaat, üste, asta, silah arkadaşına güven eğitimleri konusunda çuvalladığının işaretidir.

Bu askerler zoru görünce dağılırlar.

Risk almazlar.

Üstlerine, komutanlarına, silah arkadaşlarına güvenmezler.

Liderlik yapmazlar.


Osmanlı bunu Balkan Savaşında REDİF SİSTEMİYLE, SİYASİ CEPHELEŞME/İKİLİK ile yaşamıştı.

Kurşun askerler.

Kıyafetleri, silahları çok güzel.

Ama zorlu şartlarda silahını bırakıp evinin yolunu tutan askerler.


Doğrusu bu görüntülere bakarak Türk halkının kabuslar görmesi gerekir.

Hala daha yatağında rahat uyuyabilenleri de zaten illa ki, birileri uyandırır.