The Soul is an Illusion


And it is the starting point of all kinds of religious nonsense.

Everyone thinks, desires, and imagines that they possess a substance separate from their physical body.

In reality, there is no OBJECTIVE, DIRECT, COLLECTIVE, and REPEATABLE experience or observation supporting this assumption.

On the contrary, there are countless experiments showing that what you believe to be the soul is the product of a functioning, healthy brain.

There are countless electromagnetic, chemical, medical, and surgical experiments conducted on the soul.

It is now clear how the soul changes depending on which part of the brain is damaged.

Every accident or tumor that damages the brain changes something in the soul according to its location.

Your emotions, perceptions, judgments, memories, consciousness, and even your bodily sensations are nothing but an illusion produced by your brain.

It’s like how the malfunction of a specific part of a complex electronic device leads to errors in its related functions.

Or to put it more mechanically, it's like how problems in a car manifest as symptoms related to the faulty part.

Most mechanics, upon hearing the sound or description of a problem, immediately understand what's wrong.

Similarly, most doctors can predict brain damage based on the symptoms.


The first and most important soul is our own soul.

So, if we have a soul, could others also have one?

The answer will definitely be yes.

Since the button was fastened incorrectly from the start, the following steps will continue based on the first mistake.

You don’t have a soul, but by using yourself as an example, you assume that others have one.

This is a basic example of the fallacy known as False Analogy.


So, if you and others have a soul, what doors does that open for us?

Everything that appears to move, reproduce, or seem alive could have a soul.

For example, animals, plants, and even powerful and majestic but inanimate things like mountains and rivers could have souls.

The sun, the moon, and the stars could also have souls.

In fact, not just "could"—based on ourselves, they definitely do.


So, if we were to make a comparison of greatness, power, and might among all these souls, who would be the most senior soul?

Bingo, you guessed it: the creator god.

It definitely created the other souls.

This is certain.

If you and I have a soul, through deductive reasoning, there is no other possibility.


Over time, in different cultures, the names and ranks in this pantheon of lofty, and sometimes abstract, souls have shifted.

Even though no one has had a COLLECTIVE, REPEATABLE, OBJECTIVE, DIRECT observation or experience of any soul, including their own, people still accept the existence of such a pantheon of souls.

In truth, since they have no real knowledge, they have either made up increasingly complex and elaborate stories from their own imaginations or borrowed from the imaginations of others.

And now they fear what they have created.

Just like children who, frightened by the shapes, figures, and goblins they imagine in the dark, are paralyzed with fear.

When the light is turned on, all these evil spirits vanish.

But until someone turns on the light, no one dares to emerge from the fortress of their blanket and continues to see hallucinations fueled by their deepening fears.


That is exactly what is happening.


You do not have a soul.

Neither does anyone else.

Mountains, stars, and planets also do not have souls.


Everything you abstract as soul, consciousness, perception, judgment, or emotion is a function of your brain.

When the electricity is shut off and the machine decays and breaks down, these functions will never return.


So, what should we do?

Should we mourn?

No, we should make the best use of this one and only opportunity we have.


We are living beings shaped by the programming of the evolutionary process.

Therefore, we should live in harmony with this process rather than fight against it.


Death is inevitable.

There’s no need to rush toward it.


There are other comforting reasons for both life and death.

But that is the subject of another long essay.

It is unnecessary and useless for us to invent stories that contradict known physical truths.

The best course of action is to follow the thinking people who offer new explanations that align with scientific facts.


With greetings and respect.


--- ---


Ruh bir yanılsamadır


Ve dini her türlü safsatanın da başlangıç noktasıdır.

Herkes kendinde maddi bedenden ayrı bir töz olduğunu düşünür, bunu arzular, bunu hayal eder.

Gerçekte bu varsayımı destekleyen NESNEL, DOĞRUDAN, KOLEKTİF VE TEKRARLANABİLİR bir deneyim, bir gözlem yoktur.

Tam tersine sizlerin ruh zannettiği şeyin çalışan, sağlıklı bir beynin ürünü olduğuna ilişkin sayısız deney vardır.

Ruh yönelik elektro-manyetik, kimyasal, medikal, cerrahi sayısız deneyim vardır.

Beynin neresi tahrip olursa ruhun ne şekilde değişeceği artık bellidir.

Beyinde hasar yaratan her kaza, her tümör bulunduğu yere göre ruhta birşeyleri değiştirir.

Duygunuz, algınız, yargınız, hafızanı, bilinciniz, hatta bedensel algınız herşey sizin kendi beyninizin ürettiğiği bir sanıdan ibarettir.

Tıpkı karmaşık bir elektronik cihazda hangi entegre yanarsa onun işlevleriyle ilgili arızaların ortaya çıkması gibi.

Ya ta daha mekanik anlatayım. bir arabada arıza neredeyse onunla bağlantılı belirtilerin çıkması gibii.

Çoğu usta daha ilk anda, sesi duyduğunda, ya da arıza anlatıldığında hemen anlar ya.

Onun gibi, çoğu hekimde ortaya çıkan belirtilere göree beyindeki arızayı tahmin edebilir.


İlk ve en önemli ruh kendi ruhumuizdur.

Peki ya bizim ruhumuz varsa diğerlerinin ruhu da olabililir mi?

Cevap kesinlikle Evet olacaktır.

Düğme baştan yanlış iliklendiğinden sonraki basamaklar da ilk yanlışa göre devam edecektir.

Senin kendi ruhun yok, kendini örnek göstererek başkalarının da ruhu olduğunu varsayıyorsun.

Bu mantığın en temel konlarından birisi olan SAFSATALAR Kıyası-ı Batıl'a örnektir


Peki kendinin, başkalarının ruhu varsa bu bize hangi kapıları açar.

Hareket eden, üreyen, canlı gibi gözüken her şeyin bir ruhu olabilir.

Misal hayvanların, bitkilerin, hatta cansız olduğu halde yüce ve güçlü olan dağların, nehirlerin de ruhu olabilir.

Güneşin, ayın, yıldızların da ruhu olabilir.

Hatta olur ne demek kendimize bakarak kesinlikle vardır.


Peki bunca ruh arasında bir yücelik,güç, kudret kıyaslaması yapsak en kıdemli ruh kimdir?

Bingo bildiniz, yaratıcı tanrı.

Diğer ruhları o yaratmıştır.

Kesin yani.

Senin, benim ruhum varsa zincirleme mantık yürüterek başka türlüsü olamaz.


Zaman içinde farklı kültürlerde bu yüce hatta bazıları soyut ruhlardan oluşan panteonda isimler, kıdemler yer değiştirmiştir..

Gerçekte kimse kendi ruhu da dahil olmak üzere hiçbir ruha ilişkin KOLEKTİF, TEKRARLANABİLİR, NESNEL, DOĞRUDAN gözlem ve deneyim yaşamadığı halde buna benzer bir ruhlar panteonu olduğunu kabul eder.

Açıkçası elinde gerçek bir bilgi sahibi olmadığından ya kendi totosundan, ya da sözü geçen birilerinin totosundan uydurduğu giderek karmaşıklaştırılmış, kapsamlı hale sokulmuş bir masal uydurmuştur.

Vee kendi uydurduğundan artık korkmaktadır.

Karanlığın içinden şekiller, cisimler, gulyabaniler görerek korkan çocuklar gibi.

Işık yandığında bütün bu kötü ruhlar kaybolur.

Ama birileri ışığı yakana kadar kimse yorganından oluşan siperden çıkamaz, çaresizce derinleşen korkularıyla halusinasyonlar görmeye devam eder.


Olay tam olarak budur.


Sizin ruhunuz yok.

Başkalarının da yok.

Dağların, yıldızların, gezegenlerin de yok.


Sizin ruh, bilinç, algı, yargı, duygu olarak SOYUTLADIĞINIZ herşey beyninizin bir işlevidir.

Elektrikler kapandığında, makina çürüyüp tahrip olduğunda bir daha asla geri gelemeyecek olan işlevlerdir.


Peki napalım?

Yas mı tutalım?

Hayır elimizdeki ilk ve tek olan bu imkanı iyi kullanalım.


Yaşamak için evrimsel sürecin programlamasından geçmiş canlı varlıkları.

O halde bununla mücadele etmeden, bununla uyum içinde yaşamalıyız.


Ölüm kaçınılmaz.

Ölüm için acele etmemize gerek yok.


Yaşam ve ölüm için başka rahatlatıcı sebepler var.

Ve bu başka uzun bir makalenin konusu.

Kendimize bilinen fizik gerçeklerle çelişen hikayeler uydurmamız gereksiz, faydasız.

En güzeli bilimsel gerçeklerle uyumlu yeni açıklamalar için kafası çalışan adamları takip etmek.


Selam ve saygıyla.

====================
====================